Panik Atak, yaşayan insanlar, aşağıda sıralı belirtilerin en az dördünü yaşarlar. Daha azına kısıtlı panik atak durumu denir.

​

Panik Atak Belirtileri Nedir?

​

• ‌Ani olarak başlayan çarpıntı ve kalp atması,

• ‌Titreme veya sarsılma,

• ‌Terleme,

• ‌Nefes darlığı veya boğuluyor gibi olma,

• ‌Göğüs ağrısı veya göğüste sıkıntı hissi,

• ‌Baş dönmesi, sersemleme veya bayılacak gibi hissetme,

• ‌Bulantı veya karın ağrısı,

• ‌Kontorolü kaybetme veya çıldırma korkusu,

• ‌Ölüm korkusu,

• ‌Uyuşma ve karıncalanma,

• ‌Üşüme, ürperme veya ateş basması,

• ‌Depersonalizasyon (benliğinden ayrılmış olma) 

• Derealizasyon  (gerçek dışılık duyguları)

 

Hem bedensel belirtilerin hem de bilişsel (düşüncesel) belirtilerin bir arada olduğu bu kaygı atakları, aniden başlar ve genelde 10-30 dakika içerisinde gelişip, kendiliğinden yatışır. 

​

Panik Bozukluk tanısı alabilmeniz için yukarıdaki belirtilerin en az dördünü taşımış olmak ve bu panik atak nöbetlerini ayda en az iki kere yaşanmanız gerekir. 

​

Panik Atak ve Panik Bozukluk Aynı Şey Midir?

 

Panik Bozukluk ve Panik Atak arasındaki farkı ilk paragrafta ele almıştık fakat biraz daha açmak gerekirse: Panik Atak yukarıda yazılan fizyolojik ve bilişsel (düşüncesel) belirtilerin kendini bir nöbet halinde gösterdiği ortalama 15-20 dakika süren bir kaygı halidir. Panik Bozukluk ise bir ruhsal rahatsızlık türüdür. Bu rahatsızlıkta kişi panik ataklarıyla beraber, beklenti anksiyetesi ve kaçınma davranışları geliştirir. Türkçapar'a göre panik bozukluk bir tür panik atak fobisidir.  

​

Panik Bozukluk Nasıl Gelişir?

​

Öncelikle dediğimiz gibi; herkes panik atak yaşayabilir fakat her panik atak bir ruhsal bozukluk değildir. Panik bozukluğa sahip olan insanlar benzer bir deneyim sürecinden geçmektedirler. "Panik Bozukluk" aniden ve zorlayıcı bir şekilde gelişen panik ataklardan oluşur. Bozukluk hakkında bilgi sahibi olmayanlar için bu zorlayıcı durum başka başka şekillerde de yorumlanabilir. Gelin bu süreç nasıl başlar ve ilerler ele alalım: 

 

İlk Atağın Gelişi : Bana Ne Oluyor?

 

Beklenmedik bir şekilde göğsünüze bir ağrı girebilir, kalp atımınız hızlanmaya başlar ve siz bunu normaldekinden daha çok hissetmeye başlarsınız. Gözünüz kararıp bayılacak gibi olursunuz. Nefes almakta zorlanıp, titreyip terleyerek ne yaşadığınızı anlamlandırmaya çalışır ve bir tür alarm duruma geçersiniz. Zihninizden kalp krizi geçirdiğiniz, ölmek üzere olduğunuz veya kontrolü kaybederek çıldırmak üzere olduğunuz geçebilir.

 

Tam bu anda aklınızdan hastaneye yetişmek gelir. Etrafınızdakilerden yardım alarak apar topar hastaneye gidersiniz. Acil serviste hemen tetkiklere başlanır. EKG'niz ölçülür, size oksijen verilir veya bir sakinleştirici iğne yapılır. Fakat doktor bundan fazla başka bir müdahalede bulunamayacağını, sonuçların temiz olduğunu ve yaşadıklarınızın psikolojik ve strese bağlı olduğunu ifade eder. Bu açıklama sizi tatmin etmez ve belki bir başka hastaneye daha gidersiniz fakat durum yine benzer bir şekilde sonuçlanır. Bu açıklamalar sizi tatmin etmez ve siz ertesi gün için bir kalp doktoruna başvurursunuz. Çıkan sonuç yine temizdir. 

​

Özet olarak bir nöbet yaşamışsınızdır fakat doktorlar hiçbir müdahalede bulunmuyorlar ve bunun sadece psikolojik olabileceğini ifade ediyorlardır. 

 

Acaba Tekrar Yaşar Mıyım?

​

Yaşadığınız bu korku dolu ataktan sonra sizi başka bir korku sarar. Dehşetli bir şekilde yaşadığınız bu nöbeti tekrar yaşamak! Bu durumun sizin kontrolünüz dışında tekrar yaşanma ihtimali sizi rahatsız etmeye başlar ve siz bu durumun tekrar gerçekleşme ihtimalinden kaygı duymaya başlarsınız. Yoğun şekilde yaşadığınız bu stresli durum beklenti anksiyetesi'dir. Bu kaygı durumu yoğunluğuna bağlı olarak atak eşiğini düşürebilir ve yeni bir atak yaşama ihtimalini artırıcı etki gösterebilir. Yani siz bu kaygıyı yaşayarak bu ihtimali daha da artırırsınız.

​

Kaçınmalar Ve Yeni Davranışlar:

​

Sizi hem psikolojik hem de fizyolojik olarak fena halde yoran bu olaylardan sonra doğal olarak bir tür savunma pozisyonuna geçersiniz. Beklenmedik bir şekilde ve kontrol edilemeyen yeni bir atak gelişmemesi için elimden geleni yapmalıyım diye düşünürsünüz. Tam bu noktada davranışlarınızda değişiklikler meydana gelir. Ataklarınızı tetikleyebileceğini düşündüğünüz yiyeceklerden, içeceklerden, etkinliklerden ve mekanlardan uzak durmaya başlarsınız. Yaşamınızı gelebilecek yeni bir atağa karşı önlemler ve stratejilerle dizayn etmeye başlarsınız. Tabii tüm bu önlemler yaşam kalitenizi düşürecek, günlük işlerinizi ve mesleğinizi icra etmenizi zorlaştıracak, sosyalliğinizi düşürecek ve iyi oluşunuzu son derecede olumsuz etkileyecektir.

​

Panik Atak ve Zorlu Yeni Bir Yaşam

​

Hayatınıza zorlayıcı bir şekilde giren panik ataklar sonrasında artık yaşam eskisi gibi olmayacaktır. Panik ataklar hem atak anında sizi etkilerken hem de atağın yaşanmadığı anlarda da sizi olumsuz etkileyecektir. Atakları bir daha yaşamamak adına yeni davranışlar edinecek, öncesinde rahatlıkla yapabildiğiniz birçok şeyi yapamayacak hale geleceksiniz. Bu durum hem kişisel yaşamınızı hem iş yaşamınızı olumsuz anlamda yoğun bir şekilde etkileyecektir.